Filistinli Muhammed'in en büyük hayali!

Yazıcı-dostu sürüm

8. Türkçe Yaz Okulu kapanış töreninde Filistinli Muhammed gelecek hayalini tüm dünyaya haykırdı: “Filistin bir gün Türkiye gibi özgür ve bağımsız bir ülke olsun!”

Yunus Emre Enstitüsü tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenen “Türkçe Yaz Okulu” programı sona erdi.  57 ülkeden 700 öğrenci, yaklaşık bir ay süresince Türkiye'nin 22 farklı şehrinde ve 23 üniversitesinde Türkçe öğrendi, Türkçelerini günlük yaşamda pratik etme ve Anadolu’nun kültürü ile harmanlama şansını elde etti.

15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen “Türkçe Yaz Okulu” kapanış programında buluşan yabancı gençler Türkiye’ye görkemli bir programla veda etti. Programın “Geleceğe Yazılan Türkçe Mektuplar” bölümünde Filistinli Muhammed Natsheh’nin Filistin hayali herkesi çok duygulandırdı. 

Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu programında Azerbaycan, Arnavutluk ve Filistin’den gelen öğrenciler "Geleceğe Mektuplar 2017" temalı, 20 yıl sonra hayal ettikleri dünyayı anlattıkları mektuplarını Türkçe okudular. Özellikle Filistinli Muhammed Natsheh, geleceğe dair hayallerini anlattığı mektubu ile gelecek hayalini tüm dünyaya haykırdı.

Başbakan Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş’in de duygusal mektubu dolayısıyla dikkatlerini çeken Filistinli Muhammed Natsheh ile biz de kısa bir söyleşi yapma fırsatı bulduk ve Türkiye hakkındaki duygu ve düşüncelerini kendisine sorduk;

Sizi tanıyabilir miyiz?

Adım Muhammed Natsheh. Filistinliyim, Kudüs’te yaşıyorum. 33 yaşındayım. Yunus Emre Enstitüsünün Kudüs’teki merkezinden geliyorum. Bu yaz Yunus Emre Enstitüsünün düzenlediği Türkçe Yaz Okulu’na katılmak için ülkenize geldim. Yaklaşık bir aydır Türkiye’deyim. Muhteşem şehirler gördüm, muhteşem insanlar tanıdım. 

Eğitim süreciniz? Mesleğiniz?

Kudüs’te Abdullah Bin Hüseyin Üniversitesi bilgisayar bölümünde okudum ama bu alanda çalışmadım. 3 yıl bir iletişim şirketinde çalıştım. Şimdi oyuncakçıyım. 

Türkçe öğrenmek nerden aklınıza geldi?

Çünkü Türkiye’yi ve Türkçeyi çok seviyorum. 

Türkiye’yi tanıyor muydunuz? Türkiye ile ilgili çocukluktan itibaren neler duydunuz? Neler biliyorsunuz Türkiye ile ilgili?

Türklerin ve Filistinlilerin arasındaki kardeşlik ve dostluk bağları çok güçlü. Tarihe dayanan güçlü ilişkileri var, ortak geçmişleri var. Türkler her zaman Filistin’in yanında oldular. Çocukluğumdan beri bunu biliyorum.

Savaştan sonra mı yoksa sürekli mi?

Her zaman. Bu yüzden benim için Türkler can kardeşlerimdir.

Türkiye’ye ilk ne zaman geldiniz? 

Türkiye’ye ilk kez Yunus Emre Enstitüsünün Türkçe Yaz Okulu’na katılmak üzere 2016 yılında gelmiştim. Bu yıl Sakarya’daki öğrenci grubunda yer aldım.

Sakarya’yı nasıl buldunuz?

Sakarya’yı çok sevdim. Çok sakin, huzurlu, yemyeşil bir şehir. İnsanları da bir o kadar sıcak, misafirperver ve cömertler.

Peki, bir aydır Türkiye’desiniz. Beğendiğiniz yemekler var mı? En favori Türk yemeğiniz hangisi oldu?

Filistin ve Türk yemek kültürü oldukça benziyor.  Özellikle Sakarya Kebabı ve Kemalpaşa tatlısı benim favorim yemeklerim arasında. Bursa’da da İnegöl Köfteyi çok beğendim.

Başka hangi şehirlere gittiniz?

Bu sene Bursa, Çanakkale’yi ve Sakarya’nın Hendek ilçesini görme fırsatım oldu. Özellikle Bursa en çok görmek istediğim şehirlerin başında geliyordu. Çok zengin bir tarihi var. Eskiden beri Osmanlı eserlerini çok merak ediyordum. Osmanlı kültür mirası her zaman ilgimi çekiyordu. Bu gelişimde Bursa’da Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin ve Orhan Gazi’nin türbelerini de ziyaret etme fırsatı buldum. Çok etkilendim.

Çanakkale’de önemli bir savaş oldu biliyorsunuz? 

Evet, bu ziyaretimizden de çok etkilendim. Çanakkale Savaşının Türklerin zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfası olduğunu biliyorum. Şehitlikte tüm şehitleriniz için Fatiha okudum.

Sizin gelecek hayaliniz nedir?

Filistin’in bir gün Türkiye gibi özgür bir ülke olmasını istiyorum. İnşallah bir gün Filistin de Türkiye gibi kalkınmış, güçlü ve bağımsızlığını kazanmış bir ülke durumuna gelir. Filistinliler bunu hak ediyorlar. 

Dünya için en büyük hayaliniz nedir?

Tüm dünyada huzur ve barış olmasını diliyorum. Savaşların bitmesini, bir daha olmamasını ve çocukların huzur dolu bir dünyada mutlu yaşamalarını istiyorum. İnşallah bu dileklerimiz kabul olur. 

Türkiye olarak 15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşadık. 15 Temmuz’da siz neler hissettiniz? 

Ben Filistin’deydim. Olayları televizyondan ve sosyal medyadan takip ettik. Haberler çok canımızı sıktı, çok üzüldük, çok merak ettik. Sabaha kadar geceyi kabus gibi geçirdik. Türkiye için çok dua ettik. 

Mesela aklınızda ne var 15 Temmuz deyince? 

Darbe yapmaya kalkanlar vatan ve demokrasi düşmanlarıdır. Onlar benim için haindir. Hainleri sevmiyorum, çünkü onlar Türkiye’yi sevmiyorlar. Türkiye’nin kalkınmasını ve özgür olmasını istemiyorlar. Onların Filistin’e de yardım etmelerini istemiyorlar. Türkiye’nin daha güzel, daha gelişmiş, daha huzurlu olmasını istemiyorlar. 

Türk kültürünü ve Türkleri tanıyorsun artık. Seninle birlikte Türkçe Yaz Okulu için Türkiye’ye 57 farklı ülkeden gençler geldi. Neler hissettin? 

Farklı ülkelerden insanların buluşması, farklı kültürlerin bir araya gelmesi büyük bir zenginlik. Yeni dostluklar kurduk, farklılıklarımızı öğrendik, ortak noktalarımızı keşfettik. Bazı konularda insan olarak ne kadar benzediğimizi anladık. 

Türkiye hakkındaki düşünceleriniz?

Türkiye’yi çok seviyorum. Bu nedenle Türkiye’de yaşamak ve bir ev sahibi olmak isterim. Özellikle Bursa’da. Bursa’yı çok sevdim.

Yunus Emre Enstitüsü hakkında neler söylemek istersiniz?

Yunus Emre Enstitüsü nezdinde Türkiye Devletine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ederim. Yunus Emre Enstitüsü ve üniversiteler Türkçe Yaz Okulu programı süresince bizi çok güzel ağırladı. Türk milleti çok cömert bir halk. Cumhurbaşkanınız Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyorum. Allah onu korusun, gözetsin. Her zaman onun için ve Türkiye için dua ediyorum. Sultan Abdülhamit’in Filistin konusundaki hassasiyetini, o günden bu güne taşıyan isim Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Cumhurbaşkanınızın ve vicdanı olan tüm insanların destek ve gayretleri ile inşallah bir gün Filistin de Türkiye gibi özgür ve bağımsız bir ülke olacak. Buna yürekten inanıyorum.

Filistinli Mohammad Natsheh’in Türkçe Yaz Okulu programında okuduğu geleceğe dair hayallerinin yer aldığı mektup:

“Selamun aleyküm;

Benim adım Mohammad Natsheh, Filistinliyim. Müslümanların ilk kıblesinden Osmanlının torunlarına selamlar getirdim. Ben bir gönül elçisiyim. Filistin halkının sevgi ve muhabbetini taşıyan bir elçi. Hem sevinçliyim, hem de hüzünlüyüm. 

Sevinçliyim, çünkü bir ay boyunca Türkiye’de çok güzel vakit geçirdim. Sizi daha yakından tanıdım. Tanıdıkça daha çok sevdim. Üstelik farklı ülkelerden pek çok arkadaş edindim, yepyeni dostluklar kurdum ve kültürler tanıdım. Hepimizin ortak dili Türkçe oldu. Türkçe konuştuk, Türkçe anlaştık, Türkçe eğlendik. Öyle mutlu anlar yaşattınız ki, ömür boyu unutmayacağım.  

Bizim sevincimiz buruk bir sevinç. Ben şu anda buradayım, tam karşınızda. Ama aklım ve kalbim uzaklarda, sevgili vatanım, işgal altındaki Kudüs’te.

Biliyoruz, yıllardır bizi dualarınızdan eksik etmediniz. Emin olun, Türkiye de yıllardır Filistin halkının gönlünde ve dualarında. Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı o kâbus dolu gecede bizler hiç uyumadan Mescid-i Aksa’dan sizlere dua ettik. O kâbus dolu geceden selamete çıkmamız için. Çünkü sizin selametiniz bizim selametimizdir. Ardından aldığımız haberlerle Müslümanların yaşadığı sevinci görmeliydiniz…    

Tam bir yıl sonra, yine bir Temmuz ayında, çok kısa bir süre önce, Mescid-i Aksa’da yaşadıklarımız karşısında bizi yalnız bırakmadığınıza bir kez daha şahit olduk. 

Gördüm ki, bu iki halk yüz yıllardır birbirine hep kardeş oldu. Gerçek mânâda kardeş! Sevinciyle sevinen, acısıyla dertlenen kardeş.

Hayalim ve inancım o dur ki, 

Yirmi yıl sonra Filistin ikinci vatanım Türkiye gibi özgür, Türkiye gibi kalkınmış, Türkiye gibi bağımsızlığını kazanmış olsun, 

Filistin adı, artık acıyla, gözyaşıyla ve kederle değil, umut ve barışla anılsın,  

Ve bugün siz bizi nasıl ağırladıysanız, yirmi yıl sonra huzurun, sevginin, adaletin egemen olduğu bir Filistin’de, Allah bize de sizi ağırlamayı nasip etsin.  

Biemanallah.

Mohammad Natsheh