Küresel Kamu Diplomasisi Ağı Üyeleri TBMM'de

Yazıcı-dostu sürüm

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Torun, Yunus Emre Enstitüsünün konuğu olarak Türkiye'ye gelen Küresel Kamu Diplomasisi Ağı üyelerini TBMM'de ağırladı.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Cemalettin Kani Torun, Yunus Emre Enstitüsünce Türkiye'de ağırlanan Küresel Kamu Diplomasisi Ağı (GPDNET) üyelerini TBMM'de kabul etti.

Cemalettin Kani Torun, küresel anlamda kamu diplomasisi kuruluşlarını ağırlamaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığına da bu önemli çalışmadan dolayı teşekkürlerini sunduğunu ifade eden Torun, kamu diplomasisinin son zamanlarda özellikle öne çıkan bir kavram olduğunu dile getirdi.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Torun şunları söyledi:

"Türkiye 1923 yılında bağımsızlığını ilan edip demokratik ilkelere sahip bir ülke olmuştur. O yıldan beri Türkiye, söz konusu ilkelere bağlı olarak ilerleyen bir devlettir. Meclisle ilgili aklınızda birçok endişe olduğunu biliyorum. Ben daha önce diplomatik serviste çalıştım ve aynı zamanda medikal doktorum. İnsani değerlere verdiğim önem ve insancıl çalışmalarımla birçok Afrika ülkesini gezdim, Filipin’de de bulundum. Aslında gündemle alakalı konuşulacak çok fazla şey var fakat burada Meclis’te son zamanlarda yaşananları ele alacağım.  15 Temmuz’da çok sayıda insanımızı kaybettiğimiz darbe girişiminden bahsetmek istiyorum. Meclis ana binası bombalandı. Etrafınıza bakarsanız bombanın Meclise verdiği hasarı görebilirsiniz. Bu suçu kimin, kimlerin işlediği, bu grupta kimlerin olduğu hakkında size kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bazı insanlar demokratik ilkeleri demokrasiye karşı gelmek için kullanıyorlar. Bu gerçekten önemli bir husustur. Bahsettiğim grup FETÖ, yani Fetullah Gülen Terör Örgütü. Bu grup devletin içine sızarak devleti kontrol altına alabileceğini sandı. Bu insanlar orduya, polis akademilerine ve başka devlet kurumlarına sızdılar. Bu örgüt ilk etapta AK Parti’yi kılıf olarak kullandı ve hükümeti savunuyor ve destekliyor gibi göründü ama zamanla bizim gücümüzün farkına vardı. Devlet FETÖ’nün içinde yer alan grubu belirlemek için stratejik analizler yaptı. O zamandan beri devlet bu insanların kimliklerini açığa çıkarmak için var gücüyle çalıştı ve çalışmaya devam edecek.

Darbe girişiminde silahlar, tanklar, helikopterler ve F-16 jetler kullandılar. Şu an bulunduğumuz Meclis binasına 16 bomba atıldı. Örgüt birçok masum insanı öldürdü. Birçok ülkede FETÖ’ye ait okullar var ve ben inanıyorum ki sizin olduğunuz ülkelerde de var. Bu insanlar okulu bir araç gibi kullanıyorlar. Kendilerini hayırsever olarak gösteriyorlar ama aslında öyle değiller. Bunlar fakir çocuklara, politikacıların, bürokratların ve iş adamlarının çocuklarına burs veriyorlar. Amaçları ise üst düzey kişilere ulaşmak. Bu ciddi bir sorun çünkü bulundukları her ülkede aynı şeyi yapıyorlar. Umarım bu gün yaptığım bu konuşmadaki mesajlarımı ülkelerinize iletirsiniz. Ülkelerinize bunların çok tehlikeli olduğunu ve aslında hayırsever olmadıklarını söyleyin. Bunlar suç işledi. Bu insanların beyinleri yıkanmış. Bunları barındıran ülkeler umarım ne kadar tehlikeli olduklarını fark ederler."

Torun, hem devletin daha şeffaf olması ve yönetimlerin yaptıkları icraatlarını halka anlatabilmesi açısından hem de halkların birbirlerini tanıması açısından kamu diplomasisinin önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Heyet, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Meclisin hasar gören bölümlerini de gezdi. Saldırıdan etkilenen TBMM'yi gören heyettekiler bolca fotoğraf ve görüntü aldılar.

TBMM, kendi haber portalında söz konusu ziyarete şu şekilde yer verdi:

http://bit.ly/2dWlLvT