“Türkçenin Dünya Çapında Bir Bilim, Düşünce ve İletişim Dili Olmasını Arzuluyoruz”

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü, Türk kültürünü tüm dünyaya yaymak ve dünyaya Türkçe öğretmek amacıyla faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Güney Amerika sınırları içerisinde yer alan Arjantin ve Meksika'da kültür merkezleri bulunan Yunus Emre Enstitüsü, faaliyetlerini sürdürmek amacıyla Uruguay'ın başkenti Montevideo'da da yeni bir merkez açıyor. Yunus Emre Enstitüsünün faaliyetlerini değerlendiren Enstitü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, dünyanın her tarafında öncelikli hedeflerinin Türkçeyi öğretmek olduğunu vurgulayarak, “Türkçe konuşmaya başladıklarında Türkçe düşünmeye, eylem yapmaya başlıyorlar. Bu dilimizin uluslararası geçerliliğini artırmaktır. Diğer taraftan Türkçenin bir bilim dili, düşünce dili ve en önemlisi de tabii ki dünya çapında bir iletişim dili olmasını arzuluyoruz. Onun için de Yunus Emre Enstitüsü kurulduğu günden itibaren aktif bir şekilde dünyanın her tarafına yayılıyor.” diye konuştu.

“YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ VE TÜRKÇENİN BÜTÜN CANLILARI KUCAKLAYAN BİR YAKLAŞIMI VAR”

Türk kültürüne yoğun bir ilgi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ateş, “Modernizmle birlikte Batı kültürlerini bütün dünya denedi, test etti. Yüzeysel de olsa Türkiye de dahil olmak üzere etkilendik. Dünyanın etrafında yeniden insani değerlere dönüş, yeniden öze dönüş hareketi var. Bu anlamda da Yunus Emre Enstitüsü ve Türkçenin, göstermelik  ve diplomatik değil gerçekten de bütün canlıları kucaklayan bir yaklaşımı var. Onun için de bunun etkisini görüyoruz. Türkçe öğrenmek isteyen, Türk mutfağını tanımak isteyen, Türk düşünce tarzını, entelektüellerini ve edebiyatını tanınmak isteyen milyonlarca insan var.” dedi.

“RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDA GÜDÜLEN DENGELİ SİYASET, BÖLGEYE DE GÜVEN VERİYOR, HUZUR VERİYOR”

Türk dizileri sayesinde Türk yaşam ve düşünce tarzının birçok ülkeye ulaştığını ve bu sayede çok sayıda insanın Türkçe öğrenmek istediğinin altını çizen Ateş, “Covid-19 sonrası çok önemli. Covid-19 bütün dünyayı etkiledi, bütün ülkeler sarsıldı fakat bu sarsıntıdan en hızlı çıkan ülke Türkiye oldu. Sadece insani açıdan değil teknik olarak da yani fabrikaların işlemesi, üretimin devam etmesi ve kalkınma hamlelerinin devam etmesi bütün dünyada gözleri Türkiye'ye dikiyor. Özellikle son dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin politika olarak da barış elçisi olarak görev yapması ve başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Rusya ile Ukrayna arasında güdülen dengeli siyaset, bölgeye de güven veriyor, huzur veriyor.” ifadelerini kullandı.

“TÜRK GENÇLERİNE DÜNYANIN HER TARAFINDAN İLGİ ARTIYOR”

Yurt dışında yaşayan birçok insanın Türkiye'ye seyahat etmek istediğine dikkati çeken Ateş, “Kültür ve Turizm Bakanımız da açıkladı, yılsonu itibarıyla herhâlde 50 milyonu geçeceğiz. Hemen Covid-19 sonrası 50 milyon insanın Türkiye'ye gelmesi, bütün dünyada da ekonomik koşulların kötü gitmesine rağmen büyük bir başarı. Birçok ülke kendi ülkelerinde uluslararası etkinlik yaptıkları hâlde bu kadar insanı ülkelerine çekemeyebiliyorlar. Onun için birinci etki turizm. İkinci etki ise ticaret. Dünyanın her tarafından Türk mallarına olan ilgi artıyor. Özellikle de insan gücü açısından çok kıymetli. Biz sadece gençlerimiz başka ülkelere gidiyor diye düşünmememiz gerekir. Türk gençlerine dünyanın her tarafından ilgi artıyor. Yetişmiş, nitelikli insan olarak dünyanın her tarafına gidiyorlar” dedi.

“DİZİ İHRACATIMIZIN 5 MİLYARA ÇIKMASININ ÖNÜNDE HERHANGİ BİR ENGEL YOK”

Diziler vasıtasıyla sadece yakın coğrafyada değil dünyanın her tarafından insanların Türkiye'yi ve Türkçeyi öğrendiğini ifade eden Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş, sözlerine şöyle devam etti:

“Türk motifleri öne çıkıyor ve bizim yaşam tarzımız, düşünce tarzımız öne çıkıyor. Dolayısıyla Yunus Emre Enstitüsü kültür merkezleri kurulmadan önce uluslararası alandaki Türk medyası, Türk dizileri ve Türk sineması vasıtasıyla insanlarda Türkiye hakkında yeni şeyler öğrenmek için bir hazırbulunuşluk meydana gelmişti. Bunun üzerine biz gittiğimizde Türkçe öğretiyoruz. Böylelikle Türkiye ile bağ artıyor. İhracat rakamı olarak açık dünya ve bütün dünya iletişim halinde. Daha ziyade bunun ekonomik getirisi var. Şu anda alan uzmanlarının belirttiğine göre 500 milyon dolarlık bir dizi ihracatı gelirimiz var. Bunu önümüzdeki yıllarda inşallah 5 milyara çıkmasının önünde herhangi bir engel yok.”

Prof. Dr. Ateş, Güney Amerika ülkelerinde açılan temsilciliklerin sadece Arjantin, Meksika ve Uruguay'la sınırlı kalmayacağını, Brezilya, Şili ve Venezuela gibi ülkelerde de temsilcilik faaliyetlerini başladıkları müjdesini verdi.

Diğer Etkinlikler

Cakarta Yunus Emre Enstitüsü’nün çalışmaları sonrası Endonezya’da yer alan devlet ve özel olmak üzere 12...

Nijerya'nın başkenti Abuja'da faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından, 24 Şubat...

Venezuela'da yaşayan gençler, Türk dizileri ve Türkiye-Venezuela ilişkilerinin gelişmesi ile Türkçeye her geçen gün...

Afganistan’da, Yunus Emre Enstitüsünün Osmanlı Türkçesi, sülüs hattı ve tezhip kurslarını başarıyla...