Yunus Emre Enstitüsünün personel bayramlaşma programı, yurt genelinde 9 günlük tatile girilecek olması nedeniyle, Ulus'ta bulunan merkez binada, Kurban Bayramı öncesinde yapıldı.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) yönetimi ve personelinin katıldığı bayramlaşma programında konuşan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, "Faaliyetlerimizi yoğun şekilde devam ettiriyoruz. Sloganımız da 'OHALde devam' idi. Gerçekten de 15 Temmuz işgal girişimi sonrası olağanüstü şartlara rağmen yurt dışından misafir ettiğimiz 550 öğrenciyi Yaz Okulu etkinliğiyle ağırladık ve finalini Türkçe Bayramı ile taçlandırdık. Biz bu öğrencilerimizi kendi ülkelerinde Türkiye'nin kültür elçileri olarak görüyoruz. Yurt dışındaki faaliyetlerimiz bu şevk ve heyecanla yoğun olarak devam ediyor. Farklı kıtalarda açılımlarımız devam ediyor. Özellikle Türkoloji projesi kapsamında hocalarımızın yurt dışına gitmesi, okutmanlarımızın yurt dışına gitmesi bu alanda projelerimizin hızlanmasını sağlayacak. Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile protokol imzaladık. 1 Ekim'den itibaren Somali -Mogadişu'da- Sağlık Bilimleri Üniversitesinin kurduğu hemşirelik okulunda eğitimin Türkçe yapılabilmesi için Yunus Emre Enstitüsü olarak hazırlık sınıfını biz tesis edeceğiz ve Türkçe eğitimi vereceğiz." dedi.

Yabancı gazeteciler Türkiye'de ağırlanacak

Bayramlaşma programı öncesi son toplantılarını Strateji Geliştirme Müdürlüğü ile gerçekleştiren Başkan Prof. Dr. Şeref Ateş, toplantı konusunun, dönem başkanlığını YEE'nin yürüttüğü GPDNet (Küresel Kamu Diplomasisi Ağı) olduğunu belirterek, Ekim'in başında gerçekleştirilecek faaliyete ilişkin şu bilgiyi verdi:

"Ekim'in başında 10 ülkeden gazetecilerin Türkiye'ye getirilmesi ile oluşturulacak bir program var. Ekim'in başında gerçekleştirilecek bu programa önem veriyoruz. Yani her hafta ya da her gün farklı ülkelerde bildiğiniz şartlara rağmen sizin gayretinizle, özverinizle, inancınızla iş yapıyoruz. Allah'a şükürler olsun devletimiz de bunu maddi ve manevi olarak destekliyor. Önemli bir vazifeyi ifa ettiğimizden dolayı yüksünmek, itiraz etmek yok. Her defasında söylüyorum: Burası bir vakıf ve vazifemiz gereği yüksünme lüksümüz yok. Tabii ki bizler, görevlerinizi daha iyi yapabilmeniz ve karşılaştığınız engelleri rahatlıkla aşabilmeniz için mevcut şartları daha da güzelleştirmeye uğraşıyoruz. İstikametimiz doğrultusunda kabiliyetlerimizi ve imkânlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Türkiye için en iyisini yapmaya çalışacağız."

Kurumsal kimlik ve aidiyet

"Kurum içinde ya da kurum dışında aidiyet duygusunun oluşmuş olması benim için önemli." diyen Prof. Dr, Ateş, "kurumsal kimliği" şu şekilde tanımladı:

"Kurumsal kimlik dediğimiz, üzerinde kurumun logosunun olduğu görsel çalışmalar değildir. Kurumsal kimlik, kendinizi buraya ait hissedip hissetmemenizdir. Bu yüzden birbirinizi, vazifenin ifası ve ülkenin ikbali için birbirinizi olumlu anlamda isteklendirin, cesaretlendirin. En güzel tasarımı, en güzel logoları, en büyük şirketlere yaptırsanız dahi kurumsal kimliği sağlam zemine oturtan olay o kurumun içinde bulunanların aidiyet hissine sahip olmasıdır. İnşallah bu Enstitü on yıllarca devam edecek ve yurt dışında Türkleri, Türkiye'yi, Türk kültürünü, Türkçeyi tanıtacak. Kültürel diplomaside en önemli güç insani güç. Sizin anlattıklarınızdan ziyade sizin kişisel olarak nasıl bir duruş sergilediğiniz önemli. Hem genel merkezde bulunan hem de yurt dışında bulunan 400 arkadaşımın tamamına sesleniyorum: Türkiye'yi, Türk milletini, Türk kültürünü en iyi anlatma biçimi duruşunuzdur ve bu bilinçle hareket etmek gerekiyor."

Yunus Emre Enstitüsü çalışanlarının bayram sonrası çok yorulacaklarının mesajını da veren Başkan Ateş sözlerini, "9 gün boyunca iyice dinlenin. Bayramdan sonra da inşallah yoğun bir gündem bizi bekliyor. Ailelerinizle, sevdiklerinizle birlikte bu Kurban Bayramı'nı en iyi şekilde geçirmenizi temenni ediyorum. Hususi araçlarıyla şehir dışına çıkacaklar lütfen yollarda dikkat etsinler. Sağ salim dönmenizi ve kaldığınız yerden yola devam etmenizi ümit ediyorum. Hayırlı bayramlar diliyorum." temennisiyle bitirdi.