Yunus Emre Enstitüsü, “THY Bilim Elçileri Zirvesi”nde

Yazıcı-dostu sürüm

Yurt dışında yaşayan Türk bilim insanlarının başarılarını Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak, bilimi yaygınlaştırmak ve teşvik etmek amacıyla Bilim Elçileri Derneği tarafından 5 yıldır “Yurt Dışı Farkındalık Zirvesi” adıyla düzenlenen zirve bu yıl ‘’THY Bilim Elçileri Zirvesi’’ adıyla 5-6 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleştiriliyor.

“Türkiye algısı ile gerçekliği arasında fark var”

“Beyin Göçü Değil, Beyin Gücü” sloganıyla yola çıkan zirvenin açılışını Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yaptı. Dünyadan bilim insanlarının bu zirvede bir araya gelmesinin Türkiye algısı açısından önemine değinen Şimşek, “Türkiye’nin algısı ile gerçekliği arasında önemli fark oluştu. Bunu gidermenin yolu da bir taraftan reform yapmamız lazım. Diğer taraftan da dünyadaki bilim insanlarımızın aslında büyükelçiler gibi çabalarına ihtiyacımız var. Bilim insanlarımızın dışarıda Türkiye’nin durumunu gerçekçi şekilde sunması kritik öneme sahip.” diye konuştu.

Beşeri sermayenin önemine de dikkat çeken Mehmet Şimşek, “OECD ortalamasından daha fazla eğitime harcama yapıyoruz ancak arzuladığımız kaliteyi henüz alamıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde en kritik konu, eğitimde kaliteyi artırmak için bu anlamada çok daha güçlü bir çaba.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Özyeğin Üniversitesi Kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı Hüsnü Özyeğin, Turkcell Yönetim Kurulu ve Genel Müdür Danışmanı Dr. Mustafa Aykut ve TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Dr. M. Sani Şener’in yanı sıra birçok seçkin davetlinin katılımlarıyla gerçekleştirilen zirvede Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve YEE Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilge Demirköz de katılımcılar arasında yer aldı.

“TABİP ile bilim köprüleri kuruyoruz”

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Ateş programda yaptığı sunumda, Türkiye algısını daha iyi hale getirmek amacıyla 2009 yılında kurulan Yunus Emre Enstitüsünün, yaklaşık 8 yıldır yurt dışında Türk dili, kültürü ve sanatını tanıtmak amacıyla kültür merkezleri kurduğunu dile getirirken üniversiteler bünyesinde kurulan ofislerde de çalışmalarına devam ettiğini belirtti. Enstitünün bu algıyı tek başına oluşturmadığını, THY, TİKA, YTB’den başka her bir bireyin buna katkı sunduğuna dikkat çeken Prof. Ateş, çalışmalarına beş ana başlıkta devam eden Yunus Emre Enstitüsünün bilimsel diplomasi faaliyetlerini Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) adı altında yürüttüğünü ifade etti.

Enstitünün sahip olduğu tecrübe ve birikim ile ülkemizin akademik ve bilimsel varlığını uluslararası platformlarda tanıtırken bu alanda ülkemizdeki çalışmalara da katkı sağlamak için uygun bir kuruluş olduğunun altını çizen Şeref Ateş, bu amacı gerçekleştirmek amacıyla hayata geçirilen TABİP projesi ile bilim elçiliği misyonu da üstlendiğini söyledi.

TABİP’in yurt dışındaki çalışmaları için “Bilim Danışmanları”nın görevlendirilmeye başlandığından bahseden Ateş, yanı sıra bütün verilerin analiz edildiği bir portalin de Haziran ayı içerisinde teslim alınacağını ve bu vesileyle Türkiye’nin bilim haritasının da çıkarılmış olacağını dile getirdi. Kurulacak olan bu portal sayesinde de Türkiye ile Dünya arasında bilim köprüsü ve bilim diplomasisi faaliyetinin icra edileceğini kaydetti.

Üniversitelerdeki kadın akademisyen sayısının Avrupa’da yüzde 30’larda iken Türkiye’de yüzde 50’nin üzerinde olduğunun da altını çizen Prof. Ateş, ciddi bir bilim insanı ve bilim kapasitesi bulunan Türkiye gerçeğinin bu gibi projelerle anlatılmasının Türkiye algısına pozitif katkıları olacağını vurgulayarak yurt dışındaki bilim insanlarımızı bu fikre pozitif katkı sunmaya davet etti.

“Bilgi transferi, üretim sağlar”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve Yunus Emre Enstitüsü Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilge Demirköz ise uluslararası etkileşim ve bu etkileşim sonucu Türkiye’ye yapılacak bilgi transferinin önemine değindiği konuşmasında, “Bilgiyi transfer ederseniz bir sonraki versiyonu siz burada üretebilirsiniz. Teknolojiyi transfer ederseniz onun bir sonraki versiyonunu üretemezsiniz. Teknoloji transferinde olayın nedeni aktarılmaz, analiz edilmez. Bilgi transferinde de bir işin sebebi üzerinde durulur ve çıktıları değerlendirilir. Bilgi transferi, paylaşımı üzerinde durulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de yürütülen bilimsel çalışmalardan da bahseden Prof. Demirköz, Türkiye’nin üzerinde çalıştığı yer gözlem uydusunun 2020’nin sonu 2021’in başlarında uzaya gönderilmesinin planlandığı bilgisini de verdi.