Yunus Emre ve Türkçe Yılı’na Özel Söz Yetenekte Programı

Yazıcı-dostu sürüm

T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen Söz Yetenekte program dizisinin altıncısı 12 Kasım 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde gerçekleştirildi.  Program, “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” münasebetiyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yunus Emre Enstitüsünün katkılarıyla düzenlendi.

“DAHA DERİN BİLGİLERE İHTİYACIMIZ VAR”

Müzisyen Can Atilla’nın Yunusnâme isimli bestesinin piyanist Gök Çiçek Cihan ve keman sanatçısı Ece Caney tarafından icrasıyla başlayan programın sunuculuğunu Pelin Çift üstlendi. “Yunusun Sözü Türkçenin Özü” temasının işlendiği programın konukları ise Prof. Dr. İlber Ortaylı ve müzisyen Can Atilla oldu.

Pelin Çift’in Yunus Emre hakkında sorduğu sorulara cevap veren Ortaylı, Yunus Emre’nin arkaik Türkçeyi klasikleştiren kişi olmasına rağmen hakkında yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu şu ifadelerle dile getirdi:

“Yunus Emre deyince herkes bir kere salavatla anıyor ismini, herkes benimsiyor ve herkes kendince yorumluyor. Bu çok açık. Demek ki Türk dilinin, kültürünün tarihine mâl olmuş bir abide. Bu abide yeterince incelenmiş mi? Orada şüphem var. Türkoloji dünyasında dış kaynaklarda, yani dışarıdaki önemli oryantalistlerin Yunus Emre incelemelerinde bile hep tıkanıklık var.  Yurt içinde de bibliyografyaya baktığınızda dikkatinizi çeken ara bir nesil var, onlarla bitmiş o iş. Yeni bir şey söyleyemiyorlar. Çok daha derin bilgilere ihtiyacımız var.”

AHMED YESEVÎ İLE BAŞLAYAN BİR YOLCULUK

Yunus Emre'nin 700 yıl sonra hâlâ okunduğunu, onun insanın hem aklına hem kalbine hem duygularına ve ruhuna hitap eden büyük bir fikriyat olduğunu ifade eden Can Atilla, kendisinin de Yunus Emre’den ilham alarak Can-ı Yunus albümünü çıkardığını belirtti. Yunus Emre’nin bir Anadolu mutasavvıfı olması yönüne de değinen Atilla, Orta Asya Türkleri’nin dinî-tasavvufî hayatında geniş tesirleri olan ve “pîr-i Türkistan” olarak da anılan mutasavvıf-şair Ahmed Yesevî’nin, Yunus Emre’nin anlaşılması için anahtar hükmünde olduğunu söyledi.

Yunus Emre’yi anlamanın Hoca Ahmed Yesevî’yi anlamaktan başladığını belirten Atilla konuşmasına şöyle devam etti:

“Hoca Ahmed Yesevî'nin Divan-ı Hikmet’ini yorumlayarak şairane dizelerle yazan, onun coğrafyasındaki temsilcisi olan benim canım Yunus’um, Yunus Emre’dir. Anadolu aydınlanmasındaki vahdet, teslimiyet, masumiyet, merhamet ve tüm insanlığa ait evrensel ahlâk ve etik mesajlarını Yunus Emre eserlerinde Hoca Ahmet Yesevî ruhu ile âdeta donatmıştır. Yunus Emre ve niceleri sadece kendi zamanlarına ve bizlere değil dünyanın yol göstericisi olmuşlardır.”

PROGRAMIN ÖZEL KONUĞU İPEK NİSA

İlber Ortaylı ve Can Atilla ile Yunus Emre üzerine yapılan söyleşilerin yanı sıra yurt dışından bağlantıların da gerçekleştiği Söz Yetenekte programının özel bir konuğu da vardı. Yedi yaşındaki genç yetenek İpek Nisa, engellerin inançla nasıl aşılacağını ve insanın kendini keşfetmesinin, kendini bilmesinin ne derece değerli olduğunu hem konuşmasıyla hem piyano icrasıyla hem de yaşama sevinciyle herkese gösterdi.

Programda birçok video mesaj da izleyicilerle paylaşıldı. Türkiye’nin, Türk kültürünü ve Türkçenin uluslararası arenada tanıtımına katkı sağlayan genç isimlerin düşüncelerinin yayınlandığı özel gecede Macaristan’dan Mimar Gergo Mate Kovacs ve Sudan’dan Anadolu Ajansı Muhabiri Ahmet Osama Awad Satti çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

Macaristan’da çok fazla Osmanlı eseri olduğunu ifade eden Kovacs, çok sayıda eserin restorasyonunun Macaristan ve Türkiye arasındaki iş birlikleriyle devam ettiğini ve bunun en güzel örneklerinden birinin Gülbaba Türbesi olduğunu söyledi. Yunus Emre’nin Macaristan’da bilindiğinin ve ünlü mutasavvıf üzerine araştırmaların yapıldığının altını çizen Kovacs, Budapeşte Yunus Emre Enstitüsünün çalışmalarının da Macaristan’da özel bir karşılık bulduğunu belirtti. Yunus Emre Enstitüsünün Türk kültürünü dünyaya tanıtmakta başarılı bir rol üstlendiğine değinen Kovacs, “Yunus Emre Enstitüsü, Yunus Emre’nin mirasını koruyor ve tanıtıyor.” dedi.

Sudan’dan programa katılan Awad Satti ise, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Türk halkının gösterdiği kahramanlığa duyduğu hayranlıktan dolayı Türkçe öğrenmeye başladığını ve Yunus Emre Enstitüsünün kurslarıyla 3 sene içinde Türkçe Yeterlik Belgesi almaya hak kazandığını belirten Satti, Türkiye Mezunları Derneği'nde Türkçe öğretmenliği yaptığını ve bu sene içerisinde yaklaşık 100 öğrenciye Türkçe dersi verdiğini ifade etti.

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal ile birlikte akademisyenler Prof. Dr. Haşim Şahin ve Prof. Dr. Erdoğan Boz, Yunus Emre’nin hayatı, eserleri ve tartışmalı olan mezar yeri hakkında katılımcılara kıymetli bilgiler aktardı.

YUNUS EMRE ESERLERİ HEDİYE EDİLDİ

Çeşitli platformlardan canlı olarak paylaşılan programda bir de bilgi yarışması yapıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı yarışmada en yüksek puanı alan 100 kişiye Yunus Emre Enstitüsünün Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü vesilesiyle yayımladığı “Yunus Emre Seçkisi” ve “Risâletü’n-Nushiyye” adlı eserler hediye edildi.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam’ın da katılım sağladığı program, sanatçılar Gök Çiçek Cihan ve Ece Caney’in icrasıyla sona erdi.

 

 

Diğer Etkinlikler

Tunus’ta her yıl Tunus Kültür Bakanlığı himayesinde düzenlenen Bab el-Bahr Ramazan Geceleri Festivaline katılan...

Londra Yunus Emre Enstitüsü, 25 Mart 2024 tarihinde St. Mary's Islington'da bir kez daha unutulmaz bir akşam düzenledi...

Bosna Hersek'in Mostar şehrinde bulunan Yunus Emre Enstitüsü (YEE) kültür merkezinde 27 Mart 2024...

İran'da Tahran Yunus Emre Enstitüsü Çocuk Korosu, 14 Mart 2024 tarihinde Nevruz Bayramı dolayısıyla bir konser verdi...