Yunus Emre Enstitüsü, Lübnan’daki Türkmenlere Sahip Çıkıyor

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü, Lübnan’daki Türk varlığına destek olmak ve Lübnanlı Türkmenlerin yaşadığı bölgede gerçekleştirilebilecek çalışmaları belirlemek amacıyla saha ziyaretlerine başladı.

Lübnanlı Türkmenlerin yaşadığı bölgeleri ziyaret eden Yunus Emre Enstitüsü Eğitim Dairesi Başkanı Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu, bu kişilerin konuştukları lehçelerin Türk dili ve tarihi açısından çok kıymetli olduğunu söyledi.

TÜRKMEN ÇOCUKLAR TÜRKÇEYİ UNUTMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA

Asırlardır Lübnan’ı yurt edinen Türkmenler, kuşaktan kuşağa aktarılan zengin sözlü kültür mirasını ve dillerini kaybetmek istemiyor. Ancak günümüzde okullarda alınan eğitim ve diğer kültürlerle etkileşimin artması sebebiyle Türkmen çocuklar, Türkçeyi unutma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Bekaa Vadisi ile Trablusşam’ın kuzeyinde bulunan Türkmen köylerini ziyaret eden Prof. Dr. Kartallıoğlu, Lübnan’daki Türk varlığının idamesini sağlamak amacıyla yapılabilecek kültürel ve ilmî çalışmaları yerinde gözlemledi.

Bekaa’daki Duris Belediyesinde Türkmen Meclis Üyesi Ali Gorli eşliğinde buralardaki Duris, Şeymiye, Hadidiye, Addus ve Nanaiyye köylerini ziyaret eden, ülkenin kuzeyindeki Akkar şehrine bağlı Kavaşra (Türkçe ismi Göçerli) ve Aydamon’daki evlere misafir olan Kartallıoğlu, beraberinde çeşitli hediyeleri ve Türkçe hikâye kitaplarını dağıttı.

TÜRKMEN ÇOCUKLARA TÜRKÇE HİKÂYELER OKUNDU

Sokaklarda karşılaştığı Türkmen çocuklarıyla hatıra fotoğrafları çektiren ve onlarla Türkçe sohbet eden Kartallıoğlu, bu çocukların Türkiye ve Türklere gösterdikleri yoğun ilgi karşısında duygusal anlar yaşadı.

“TÜRKÇE ÖĞRETMEN SAYISINI ARTIRMALIYIZ”

Misafir olduğu Türkmen evlerinde “horafa” adı verilen eski halk hikâyelerini de dinleme fırsatı bulan Kartallıoğlu, yaptığı açıklamada, Yunus Emre Enstitüsü olarak Türkmen köylerinde Türkçe dersi veren öğretmenlerin sayısını artırmaları gerektiğini belirtti.

Lübnan’daki Türkmen köylerinde Türkiye tarafından yapılmış pek çok eseri görmekten mutluluk duyduğunu söyleyen Kartallıoğlu, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu bölgelere ilgisi 20 yıldır devam ediyor. Her türlü yardımı yapıyoruz. Yunus Emre Enstitüsü olarak biz de burada Türkmenlerin dillerini, edebiyatlarını ve kültürlerini muhafaza etmelerini sağlamak amacıyla bazı çalışmalar yapmaktayız. Aynı bölgede Türkçe dersi veren öğretmenlerimizin sayısını artırarak eğitimi sistemli hâle getirmek zorundayız.”

“KAHVE İÇMEDEN, ÇAY İÇMEDEN, KARNIMIZI DOYURMADAN BURADAN AYRILMAMIZA İZİN VERMEDİLER”

Buralardaki orta yaş üstü insanlarla Türkçe konuşarak çok rahat anlaştıklarına dikkati çeken Kartallıoğlu, “Onlar kendi konuştukları dile Obaça ya da Obaçı demekteler. Geldiğimizden beri ‘köy köyünüz, oba obanız, ev eviniz’ diyerek bizleri misafir ettiler. Kahve içmeden, çay içmeden, karnımızı doyurmadan da buradan ayrılmamıza izin vermediler.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Bursları ile Türkiye’deki üniversitelerde okumuş çok sayıda Türkmen genci olduğunu da dile getiren Kartallıoğlu, bundan sonra özellikle üniversite ve lisansüstü eğitimlerine Türkiye’de devam edebilmeleri için Yunus Emre Enstitüsü olarak imkânlar dâhilinde destek olunabileceğini vurguladı.

“LÜBNAN’DAKİ TÜRKMEN VARLIĞININ SÜRMESİ İÇİN ÇALIŞMAYA HAZIRIZ”

Yaklaşık bin yıldır bu coğrafyada var olan Türkmenlerin tarihine dair de değerlendirmelerde bulunan Türkolog Kartallıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Muhtemelen asıl Oğuz kitlesiyle Türkistan civarından batıya gelen Oğuzlardan oluşmaktadırlar. Yavuz Sultan Selim döneminde 1515’te gelmişiz diyen de var. Bazıları da ‘biz neyidik, bilinmezik’ şeklinde tarihlerini açıklıyor. Aslında Anadolu’da pek çok yerde duyduğumuz dil biçimlerini buralarda da duymaktayız.

Lübnan bölgesindeki Türkmen varlığı bin yıldır hâlâ sürmektedir. Türkçeyi asırlardır muhafaza eden Lübnanlı Türkmenlere sahip çıkmalıyız. Biz de bu varlığın burada dilleriyle, edebiyatlarıyla, kültürleriyle sürmesi için Yunus Emre Enstitüsü olarak devletin diğer kurumlarıyla her şeyi yapmaya hazırız.”

Kavaşra köyündeki 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nı ziyaret eden Kartallıoğlu, aynı köydeki Karabağ Şehitleri Anıtı’ndaki hatıra defterini de imzaladı.