Kamuoyunun Dikkatine

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü olarak; Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğunu pekiştirmek amacıyla 05.05.2007 tarihli, 5653 sayılı Kanun’la kurulmuş Yunus Emre Vakfına bağlı olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz ve mevcut durumda yurt dışında 64 ülkede, 85 Kültür Merkezi ve temsilciliğimiz ile yabancılara Türkçe öğretiminin yanı sıra her yıl farklı coğrafyalarda kültür sanat etkinliği icra etmekte, ülkemizin kültürel diplomasi ve bilim diplomasisi faaliyetlerini yürütmekteyiz.

Gerek Enstitümüzün başarılı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesi gerekse Türkiye’nin her geçen gün uluslararası arenada güçlenmesi sebebiyle zaman zaman Enstitümüze karşı, dolaylı olarak ise ülkemize karşı, gerçekler çarpıtılarak ve yalan içerikler ile karalama kampanyaları yapılmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizin kültürel diplomasi ve bilim diplomasisi alanındaki en önemli kurumlarından biri olan Enstitümüze karşı bu tür kampanyaların yapılmasından üzüntü duymakla beraber, bu yöndeki haksız saldırgan davranışların Enstitümüzün doğru yolda ve başarılı olduğunun bir göstergesi olduğunun da bilinciyle hiçbir zaman bu tür çirkin, haksız ve asılsız ithamlarla muhatap olmayarak yurt dışına Türkiye’nin güzel resmini taşımaya ve yolumuza hiç durmadan devam ettik.

Bununla beraber, gelinen son noktada, gazeteciliğin durumu ve mesleğin geleceği açısından vahim nitelikteki “Enstitü personelinin yurt dışına hizmet (gri) pasaportla 240.000 Euro kaçırdığı” iddiasında bulunan mesnetsiz habere karşı kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla bu açıklamayı yapmak zorunda kaldık.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; Yunus Emre Vakfının kuruluş kanunu olan 05.05.2007 tarihli, 5653 sayılı Yunus Emre Vakfı Kanunu’nun Ek Madde 1 maddesiyle, yurt dışına görevlendirilen Vakıf personelinin Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığının görevlendirme yazısının pasaport vermeye yetkili idareye ibraz edilmesiyle 15.07.1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında hizmet pasaportu (gri pasaport) alma hakkından faydalanabileceğine hükmedilmiştir. Bu doğrultuda, yurt dışına görevlendirilen Vakıf personeli bahsi geçen Kanun hükümleri uyarınca görevlendirme süresi ve yeri ile sınırlı kalmak kaydıyla hizmet pasaportu almaktadır.

Bahse konu olay ise; Avrupa Parlamentosu’nun 23.10.2018 tarih ve 2018/1672 sayılı yönetmeliğinin 3. madde 1. fıkrasının 1. bendi uyarınca 10.000 Euro üzerinde getirilen nakit para girişinde Avrupa Birliği üye ülkelerine giriş yapılan havaalanının gümrüğüne bildirim yapılmasına ilişkin kuralın görevli Enstitü personeli tarafından bilinmemesi sebebiyle ilgili kuralara riayet edilmemesinden kaynaklanan bir husustur.

2022 yılının Haziran ayında Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenecek olan bir etkinliğimizi organize etmek üzere Ankara’dan resmi olarak görevlendirme ile Köln’e giden 2 personelimizin yanlarında bulunan toplamda 24.700 Euro nakit paranın,

  • 10.000 Euro’luk kısmı bir personele ait olup, bu personele 9.999 Euro üzerinde nakit parayı gümrüğe bildirmemesi sebebiyle idari para cezası kesilmiş, kesilen idari para cezası T.C. Köln Başkonsolosluğunun girişimiyle 12.07.2022 tarihinde ilgili personele iade edilmiştir.
  • 14.700 Euro’luk kısmı ise bir başka personele ait olup, bu personele bahsi geçen nakit parayı gümrüğe bildirmemesi sebebiyle idari para cezası kesilmiş ve sınırın üzerinde kalan 3.900 Euro’ya el konulmuştur. Bu meblağa ilişkin ise T.C. Köln Başkonsolosluğunun girişimleri sonucunda 3.900 Euro’nun ilgili personele iade edilmesine karar verilmiş olup, iade süreci T.C. Köln Başkonsolosluğu tarafından takip edilmektedir.

Aşağıdaki resmi belgelerden de anlaşılacağı üzere, bahse konu nakit para 240.000 Euro değil, 24.700 Euro olup, Enstitü personelinin yerel mevzuatı bilmemesinden kaynaklı basit bir ihmal niteliğindeki olay vuku bulduğu andan itibaren hem Enstitü Başkanlığı hem de T.C. Köln Başkonsolosluğu tarafından resmi olarak takip edilmiş ve Alman gümrük polisi de durumu inceleyerek bir ihmalin bulunduğuna kanaat getirerek yukarıda açıklandığı üzere bahse konu meblağları iade etmiştir.

Bu bilgilere ek olarak bugüne kadar her türlü süreci şeffaf bir şekilde yürüten Enstitümüzün yaptığı tüm faaliyetler ve harcamaların;

  • Yunus Emre Vakfının bir organı olan ve 5653 sayılı Yunus Emre Vakfı Kanunu’na göre Dışişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, iktidar ve ana muhalefet partisi tarafından görevlendirilen birer üyeden oluşan Denetleme Kurulu tarafından yıllık,
  • Bağımsız mali müşavirlik firması tarafından aylık,
  • Serbest Muhasebeci Mali Müşavir tarafından iki haftada bir,
  • Denetleme Kurulunca hazırlanan yıllık raporun Mütevelli Heyetince incelenmesi ve Mütevelli Heyetinin Enstitü Başkanlığını ibra etmesi ile yıllık, ve
  • Yıllık bütçe görüşmeleri sırasında Enstitümüz faaliyetlerinin incelenmesi ve görüşülmesi yoluyla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından her yıl

incelendiğini ve olağan bir şekilde denetime tabi tutulduğunu, ayrıca;

  • Yurt dışında bulunan kültür merkezlerimiz ve temsilciliklerimizin faaliyetlerinin hem Enstitümüzün Ankara merkezi hem de 5653 sayılı Yunus Emre Vakfı Kanunu’na göre kültür merkezi ve temsilciliğimizin bulunduğu ülkedeki Büyükelçimizin başkanlığında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı temsilcisi, Kültür ve Tanıtma Müşaviri, Eğitim Müşaviri ve ilgili ülkedeki Türk işadamları, bilim insanları, kültür ve sanat insanları arasından seçilen üç üyeden oluşan “Koordinasyon Kurulları” tarafından denetlendiğini,
  • Enstitümüzün Ankara merkezde çalışan personelimizin ise Enstitü ile akdettikleri iş sözleşmeleri ve iş hukuku mevzuatı uyarınca amirleri tarafından denetlendiğini

hatırlatmak isteriz.

Bahse konu olay, resmi makamlarca takip edilmesine ve kayıtlara geçirilmesine rağmen ilgili meblağların çarpıtılarak ve iftira niteliğindeki ifadeler kullanılarak “Enstitü personelinin hizmet (gri) pasaportla yurt dışına para kaçırırken yakalandığı” şeklinde lanse edilmesinin Enstitümüzün son dönemde yaptığı nitelikli ve başarılı faaliyetlerin kamuoyu nezdinde ve medyada ciddi anlamda olumlu yer bulmasından rahatsızlık duyan ve aynı zamanda ülkemizde yaklaşan seçimler öncesinde bazı siyasi partiler aleyhine propaganda yürütmek isteyen kişiler ve illegal yapılar tarafından bilinçli bir şekilde siyasi olarak yürütüldüğü aşikârdır.

Ancak Yunus Emre Enstitüsü yaptığı iş ve yurt dışında yüklendiği rol nedeniyle siyaset üstü bir kurum olup Türkiye’nin tamamını temsil etmektedir. Bu anlamda, yapılan haksız ve iftiraya varan açıklamalar yaklaşan seçim öncesi bazı siyasi partiler aleyhine propaganda çalışması niteliğini aşmakta, Enstitümüzün itibarsızlaştırılmaya çalışılması yoluyla Türkiye’nin itibarına zarar vermektedir. Ülkesini seven ve Türkiye’nin kültürel ve bilim diplomasisi alanında da güçlü ve söz sahibi bir ülke olmasını isteyen kişilerin bu tür yalan haberlerin hazırlanmasında yer almayacağına inanıyoruz.

Bununla beraber, ne yazık ki Vakıf içi bazı bilgi ve belgelere hukuka aykırı bir şekilde erişilerek, çarpıtılarak ve yalan ifadelerle propaganda malzemesi yapılmasına Enstitümüz içerisinde görevli bazı personelimizin de karıştığını üzülerek görüyoruz. Bu anlamda, hem Yunus Emre Enstitüsünde yıllardır görev yaptığı halde Enstitümüzün felsefesini anlayamamış ve hukuka aykırı eylemleriyle aynı zamanda dolaylı olarak ülkesine de zarar veren personelimize hem de iftiralar ve asılsız iddialar ile Enstitümüze karşı mesnetsiz ithamlarda bulunan kişilere karşı hukuki süreç başlatılmıştır.

Yunus Emre Enstitüsü olarak sizlerle bu tür bir açıklamayı paylaşmak zorunda kaldığımız için tekrar üzüntü duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bunların yerine sizlerle önümüzdeki dönemde de hız kesmeden gerçekleştirmeye devam edeceğimiz başarılı ve keyifli etkinliklerimizde buluşmayı ümit ediyoruz.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla duyurulur.

 

“Kendi elinle yine hesabını gör; yoksa yasakçılar elinde durumun çok kötü olur.”

Yunus Emre