Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu kapsamında sosyal medya üzerinde yürütülen "Rotam Türkiye" yarışmasının sonuçları açıklandı. 2017 Türkçe Yaz Okulu öğrencileri fotoğraf, video ve metin kategorilerinde Türkiye’de gördüklerini paylaşarak kıyasıya bir yarışın heyecanını yaşadılar.

Farklı ülkelerde Türkçe öğrenen 700 öğrenci Türkiye'de kaldıkları 1 ay boyunca sosyal medya hesaplarından #RotamTürkiye etiketiyle hislerini paylaştıkları video, fotoğraf ve metin kategorilerinde yarıştı. 8 bine yakın paylaşımın yapıldığı yarışmada öğrencilerimiz kendi gözlerinden Türkiye'yi anlatmaya çalıştı ve hislerini bizimle paylaştı. Metin, fotoğraf ve video eser kategorilerinden oluşan yarışmanın birincileri ödüllerine Türkiye’den ayrılmadan önceki son geceleri olan veda yemeğinde kavuştular. Birinciler, ödüllerini Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in elinden aldı. Kendi gözlemlerini sosyal medya hesapları üzerinden #RotamTürkiye etiketiyle paylaşan katılımcılardan Filistinli Mohammad Horoub, yaz okulu boyunca çektiği görüntülerden oluşan “Türkiye tanıtım filmi” ile video kategorisinde birinciliği elde ederek dizüstü bilgisayar kazandı. Fotoğraf kategorisinin birincisi “Kapadokya’da akşam” temalı fotoğraf ile Sırbistan’dan Mariana Markovic olurken, metin kategorisinde birinciliği İran’dan Akbar Paşayi elde etti.

Filistinli Mohammad’ın gözünden İstanbul…

Video kategorisinde İstanbul'u anlatan, birkaç saniyelik Timelaps görüntü oluşturabilmek için saatlerce sabit çekimler yapan Filistinli öğrencimiz Mohammad Horoub, 1 dakikalık filmiyle ödülün sahibi oldu. İstanbul’un eşsiz güzelliklerini yansıtan ve Mohammad’a bilgisayar ödülünü getiren video çalışması Yunus Emre Enstitüsünün YouTube kanalından izlenebiliyor.

Video linki: https://www.youtube.com/watch?v=jiV-3UAozxo

Ödülünü aldıktan sonra duygularını dile getiren Mohammad şu cümlelere yer verdi;

“Türkiye'de ömrümün en güzel bir ayını geçirdim. Türkçemizi geliştirmek, işin doğrusu Türkiye'yi görmek ve Türkleri de kendi ülkelerinde daha yakından tanımak arzusuyla geldik. Her şey mükemmeldi. Türkler bildiğimiz gibi misafirperver ve samimiler. Türk tarihini zaten biliyoruz. Türkiye'nin ve Osmanlı Devleti'nin Filistin'e verdiği desteği hiçbir zaman unutmamız mümkün değil. Sultan Abdülhamit'in yaptıklarını, Erdoğan'ın yaptıklarını... Unutmayız. Ben de filmi çekerken bu duygularla çektim. Çok emek verdim. Herkes ders saatleri dışındaki boş zamanlarında dinlenirken ya da etkinliklerde eğlenirken ben de bolca görüntü çektim. Ben de böyle eğlendim. Hem eğlendim hem de kazandım. Yunus Emre Enstitüsüne ve tüm Türkiye'ye teşekkür ediyorum.”

Mariana Markoviç: “Türk insanı çok nazik.”

Fotoğraf kategorisinde ise Belgrad'dan gelen öğrencimiz Mariana Markovic Nevşehir’de balonların oluşturduğu muhteşem görüntüyü gün doğumuyla birleştirerek telefon ödülünün sahibi oldu.

Mariana ödülünü aldıktan sonra duygularını şöyle ifade etti;

“Türkçe Yaz Okulunu asla unutmayacağım. Benim için büyük ve değerli bir tecrübe. Harika insanlarıyla tanıştım. Benim grubum yani Nevşehir grubunda 16 farklı ülkeden arkadaş gelmişti. Herkes farklı, ama bir şey aynı… Aynı aşk, Türkçe… Biz Nevşehir’de 3 hafta kaldık. Buraya bayıldık. Hocamıza çok teşekkür ederiz. Onlar olmasaydı bu kadar güzel olmazdı. Türk insanları çok nazikler. Şimdi çok daha fazla Türkiye’yi seviyorum. Bu Türkçe Yaz Okulu gerçekten muhteşem bir program. Hem öğrendik, hem eğlendik. Yunus Emre Enstitüsüne çok teşekkür ederim bu fırsat ve hediye… Bu günler hayatımın en güzel zamanlarıydı. Umarım tekrar kavuşacağız.”

İranlı Akbar Paşayi’nin gezi sırasında telefonu kırılmış

Metin yarışmasının ödülü de, yazdıklarını fotoğraf karesiyle destekleyen ve Rize'yi anlatan, Akbar Paşayi'nin oldu. Akbar’a ödülü getiren metin ise şöyle; "Çayının lezzeti ile hatıralara kazınan, ahşap evleri ile gönülleri okşayan, yeşiliyle mavisiyle saklı bir cennettir Rize."

Yazdığı metinle telefon ödülü kazanan Akbar Paşayi, Rize’deki etkinlikler sırasında cep telefonunu düşürdüğünü, akıllı telefon hediyesinin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi ve ekledi;

“#RotamTürkiye etiketiyle paylaşılan fotoğraf ve videoların sayısı 4 bini aşkın olmuştu. Tabii ki böyle olunca yarışmayı kazanma şansı az olacaktı. Bir ay boyunca Türkiye’mizin her bir tarafından farklı ve birbirinden güzel fotoğraflar paylaşıldı. Ben de elimden geldiği kadar güzel bir metin yazmaya çalıştım. Yüzlerce anlamlı fotoğraf karelerinin içinde benim fotoğrafımın şansının çok az olduğunu düşünüyordum. Sunucu heyecanla yarışma sonuçlarını açıklamaya başladığında, "Şenyuva Köprüsü" önünde bir bardak çay tutarak paylaştığım fotoğrafa yazdığım yorumu okurken, donakaldım. Çok tatlı, farklı ve güzel bir hisse, heyecana büründüm o an... Türkiye'de bulunduğumuz günlerde herkes bizi ağırlamakta elinden geleni yapmıştı, ben son derece memnundum. Güzel günler yaşamıştık, Türkçemiz vasıtasıyla birçok gönül arkadaşıyla tanıştık. Bu kadarı yeterdi… Bu ömürlük duyguları bana yaşatan, bize bu fırsatı sağlayan herkese, Türkiye’mize, Yunus Emre Enstitüsüne minnet borçlu olduğumu da söylemek istiyorum.  Aldığım hediye yaşadığım güzellikleri bütünleştirdi, unutmayacağım bir hatıra oldu.”