“Suriyeli ve Türk Öğretmenlerin Kaynaşması” Toplantısı

Yazıcı-dostu sürüm

“Suriyeli ve Türk Öğretmenlerin Kaynaşması” konulu toplantı 15 Ocak Cuma günü Ankara’nın Siteler semtinde yer alan Nazife Hatun İlkokulu’nda yapıldı.

Toplantı; İlçe Milli Eğitim Müdürü Şefika Biçer, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Enstitü Başkan Yardımcısı Dr. Ebubekir Ceylan ve YETEM Müdürü Doç. Dr. İbrahim Gültekin, Kurumsal İletişim Müdürü Ali Rıza Karabağ ile Suriyeli ve Türk öğretmenlerin katılımıyla gerçekleşti.

Öğrencilere Türkçe öğretilmesi projesi kapsamında, Suriyeli öğretmenlerinde bu konudaki ihtiyacının fark edilmesi üzerine düzenlenen kaynaşma toplantısının yapıldığı Nazife Hatun İlkokulu, Ankara’da Suriyeli öğrencilerin bulunduğu dört geçici eğitim merkezinden (GEM) bir tanesi olma özelliği taşıyor.

Toplantıda Suriyeli öğretmenlerin sorularını yanıtlayan Şefika Biçer Suriyelilerin Türkçe öğrenmelerinin sosyal hayata katılım açısından oldukça önemli olduğunu söyledi. Her toplumda iyilerin ve kötülerin olduğuna dikkate çeken Biçer; Suriyeli göçmenlere olan algının kötü olmaması için Suriyelilerin birbirine örnek olması ve toplum içerisinde birbirlerini iyiye yönelik yönlendirmesi gerektiğini ifade etti. İlçe Milli Eğitim Müdürü, savaşın bitmesini ve Suriyelilerin ailelerine, akrabalarına ve ortamlarına kavuşmasını arzu ettiğini ancak bu zor süreç boyunca Türkiye’ye emanet olduklarını ve güvende oldukları mesajını katılımcılarla paylaştı.

Biçer’den söz alan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ise Enstitüyü tanıttıktan sonra 2010 yılında ilk açılan merkezlerden birinin Şam’da olduğunu ve o zaman bile Suriyelilerin Türkçeye ilgi gösterdiğini söyleyerek bu kez Suriyelilerle  Türkiye'de tekrar bir araya geldiklerini; Türkçe öğretimi ve bu sayede Suriyelilerin hayatını kolaylaştırma konusunda “ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını” söyledi.

“Toplumlarımız karşı karşıya değil, bir arada olmalı”

Ateş; “Biz özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, Türk hocaların sayısı ve okul kapasiteleri el vermediği halde farklı eğitim çözümleri geliştirmeye çalıştık. Burada durum geçici de olsa kalıcı da olsa iki milletin birbirini anlaması için iletişim kurmaları çok önemli. Bu anlamda dil en önemli vasıta. Yunus Emre Enstitüsü olarak MEB ile yaptığımız istişareler sonucunda Türkiye’de ki Suriyelilere yönelik Türkçe öğretiminin daha nitelikli hale gelmesi için projeler yapıyoruz. Bu doğrultuda öğretmenlere gösterdikleri çabadan ötürü ayrıca teşekkür ederim” dedi. Ateş ayrıca, toplumda daha rahat yaşayabilmenin, iş bulmanın ve sosyal entegrasyonun bir parçası olabilmenin önündeki en büyük zorluğun “dil” olduğunu vurguladı ve problemleri eğitim yoluyla çözmeyi önererek “karşı karşıya değil, bir arada olmayı mümkün kılmalıyız” dedi.

Şili İlkokulu’nda saha incelemesi 

Suriyeli ve Türk öğretmenlerin projenin nasıl yürütüleceğine dair sordukları sorularla son bulan toplantının ardından Suriyeli öğrencilerin öğleden sonra eğitim gördüğü bir başka okul olan Altındağ merkezli Şili İlkokulu ziyaret edildi. Enstitü Başkan Yardımcısı Dr. Ebubekir Ceylan ve beraberinde bulunan Enstitü personeli tarafından yapılan ziyarette okul müdürü Ramazan Aydın’dan öğrencilerin eğitim durumları ve ihtiyaçlarıyla ilgili bilgi alındı.

En büyük sıkıntılarının formasyon almış öğretmen bulmak olduğunu ifaden Aydın, kadrolu öğretmen istihdam etmenin zorluklarına da değindi. Yunus Emre Enstitüsünden Türkçe öğretimi anlamında destek almanın öğrencilerin eğitim kalitesini zenginleştireceğini ve dolayısıyla Suriyelilerin toplum içerisinde kendilerini daha iyi ifade eden ve ihtiyaçlarını görebilen bireyler olarak toplumda yerini alabileceklerini belirten Okul Müdürü, Yunus Emre Enstitüsü Türkçe eğitim materyallerinden de yararlandıklarını sözlerine ekledi.

Öğrencilerin sınıflarında görülmesiyle sona eren saha ziyaretleri başta İstanbul olmak üzere Ankara dışındaki şehirlerde de yapılması planlanıyor.