Türk Mutfağı Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign’de

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü ve Illinois Üniversitesi Urbana Champaign tarafından düzenlenen “Türk Mutfağı” etkinliğinde Portakal Ağacı Stüdyo'nun kurucusu , Lokma dergisinin Genel Yayın Yönetmeni ve Türkiye’nin ilk yemek blogger’ı Hatice Özdemir Tülün, Türk mutfağı ve kariyer yolculuğundan bahsetti.

Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olan ABD’deki Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign’de “Türk Mutfağı” hakkında oldukça renkli bir etkinlik düzenlendi. Yunus Emre Enstitüsü ve Illinois Üniversitesi Urbana Champaign Güney Asya ve Orta Doğu Çalışmaları Merkezi iş birliğindeki etkinlik 06 Nisan Salı günü saat 20.00’de (TSİ) çevrim içi olarak gerçekleşti. Programa Türkiye’nin ilk yemek blogger’i, Portakal Ağacı Stüdyo'nun kurucusu ve Lokma dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Özdemir programa Tülün konuk olarak katıldı.

Hatice Özdemir program sırasında Ramazan pidesi ve yalancı tavuk göğsü tarifi verdi.  Tülün tarifleri program sırasında pişirirken Türk mutfak kültürü, kariyer yolculuğundan bahsetti.

"TÜRK MUTFAĞI NİMET, SUKUNET VE AİLENİN BİR ARAYA GELDİĞİ YERDİR"

Yunus Emre Enstitüsü Uzmanı Nurullah Yavaş’ın teşekkür konuşmasıyla başlayan etkinlikte Hatice Özdemir Tülün kendi kariyer yolculuğundan bahsetti. Mutfağı kutsal bir yer olduğunu söyleyen Tülün, mutfağı nimet ve sükûnetin olduğu ve ailenin bir araya geldiği yer olarak tanımladı. Mutfağın Türk kültürndeki önemime değinen Tülün, “Bir Türk kadını için ise mutfak onun kalesidir. Herşeyin yerini değiştiremezsiniz. Mutfak da çok erken yaşlardan beri benim için çok önemli bir yer oldu.” dedi.

“ANNEM MUTFAĞI BİZİMLE İLETİŞİM KURMAK İÇİN KULLANDI”

Annesinin kendisi ve ablası ile birlikte mutfakta yemek pişirdiğini anlatan Tülün şöyle konuştu:

"Annem ablam ve beni mutfağa alırdı ve beraber kurabiyeler yapardık. O zaman ben 8 ablam 10 yaşındaydı. Yaptığımız çirkin kurabiyelerin fırından çıkarken nasıl güzel şekillere sahip olduğunu görür şaşırırdık. Sonra annemin köpek şeklindeki kurabiyelere tekrar şekil verdiğini öğrenmiştim. Annem bana daha sonra ‘mutfağı sizinle iletişim kurmak için bir araç olarak kullanıyordum’ dedi."

“ÜNİVERSİTEDEN SONRA HAYALLER DEĞİŞEBİLİYOR”

Tülün, babasının ODTÜ Fizik Bölümü mezunu, annesinin ortaokul öğretmeni, kız kardeşinin ise de Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birinden fizik mezunu olduğunu belirtti.

Üniversitenin son yılında tek ders veremediği için o yıl mezun olamadığını söyleyen Tülün, yemek yapmayı bu olaydan soyutlanmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi. Arkadaşlarının kendisiyle yemek yaptığı için kendisine şaka olarak, “Hatice ailen senin için çok çalıştı. Bunların hepsi bir yemek bloğu için miydi? diye söylediklerini ifade etti. Bu bakış açısındaki yanlışlığa dikkat çeken Tülün, üniversiteye girmeden önce insanların başka hayallerinin olduğunu, ancak okul bittiğinde bambaşka insanlara dönüşebildiğimizi ve hayallerimizin değişebileceğine ve bunun çok doğal olduğuna değindi.

DAHA ÖNCE İNANMAYANLAR ŞİMDİ TEBRİK EDİYOR

Kariyerine başlamadan önce insanların kendine inanmadığını söyleyen Tülün, kariyerine adım atmasının ardından geçen 20 yılın ardından birçok insanın yaptıklarına “Evet çok çalıştın ve kazandın” diyerek şaşırdığını anlattı. Portakal Ağacı Stüdyosu ve yazdığı blogların başarı kazanmasının ardından Tülün şimdi kendisini tebrik eden bazı insanların daha önce kendisine destek vermediğini dile getirdi.

Blog yazmayı ve Portakal Ağacı Stüdyosundaki işlerinden vazgeçmeyi bile düşündüğünde ekip ancak arkadaşlarının Portakal Ağacı’nın sadece kendisiyle ilgili olmadığını söyleyerek ve “Portakal Ağacı hepimizin” diyerek kendisini yüreklendirdiğini belirtti.

"BAŞARMAK İÇİN İNANMAK, ÇOK ÇALIŞMAK VE KULAKLARI TIKMAK GEREK"

 Portakal Ağacı Stüdyosu'nun önemli bir hayat dersi verdiğini vurgulayan Tülün, “Eğer bir şeye inanıyorsan, çok çalışıyorsan ve olumsuz konuşanlara kulaklarını tıkıyorsan ne istiyorsan yapabilirsin. Evet düşebilirsin, ayağa kalktıktan sonra yine düşebilirsin. Ama bu devam edecek." dedi.

TÜRK KÜLTÜRÜNÜNDE MİSAFİRE EVDE NE VARSA İKRAM ETMEK VAR  

Türk kültürü için yemeği ikram etmenin ve paylaşmanın çok önemli olduğunu belirten Tülün babaannesinin “Evinde bir şey pişmiyorsa evin soğuk su gibi kokar” diyerek evde yemek pişirmenin aile sıcaklığıyla ilgili olduğunu belirtti. Tülün babaannesinin misafire evde ne varsa sofraya koyması gerektiğini tembihlediğini ve bunun Türk mutfağı kültürü için çok önemli olduğunu vurguladı. Tülün çocuklarının okuldan eve geldiğinde ilk sorularının “Ne pişirdin anne?” olduğunu söyledi.

HER YEMEĞİN BİR ANISI VAR

Takipçilerine annelerinin mutfakları hakkında ne düşündüklerini sorduğunda hep kokular hakkında ilginç cevaplar aldığını belirten Tülün, mutsuz olunca tarhana, hasta olunca tavuk suyu çorbayı annelerin çocuklarına getirdiğini, parka gidince ekmek üstü lezzetler ve bayramlarda envai çeşit yemekler yendiğini ve her hatıraya farklı bir yemeğin eşlik ettiğini söyledi.