YEE Başkanı Prof. Dr. Ateş: “Üç kelimeyle kültürel diplomasi: ‘Gelin tanış olalım!’”

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, “Yunus’un üç kelimesi, Enstitü olarak bizim temel felsefemizi karşılıyor. ‘Gelin, tanış olalım’. Üç kelimeyle bütün kültürel diplomasiyi ifade edebiliyoruz.” dedi.

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen “Uzun Hasan Akkoyunlu Devleti’nin Hükümdarı Sergisi”nde verdiği röportajda Enstitünün Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ortak geçmişi tekrar canlandırmaya yönelik projelerinden ve Enstitünün 100. yıla özel gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsetti.

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş,  Bakü Yunus Emre Enstitüsünün katkılarıyla düzenlenen sergiye ilişkin “Azerbaycan’ın Ulusal Lideri Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi ‘İki devlet tek millet’ anlayışının somut bir şekilde ete kemiğe bürünmesi için bu milletin ortak yönlerini ortaya çıkarmamız gerekir. Bakü Yunus Emre Enstitüsü, kuruluşundan günümüze kadar bu amaca yönelik projeler ve faaliyetleri hayata geçirmeye devam ediyor. Hazırlık çalışmaları yaklaşık bir yıl süren Uzun Hasan Akkoyunlu Devleti’nin Hükümdarı Sergisi, bu kıymetli faaliyetlerin en güzel örneğidir. Sergide ortak geçmişimizi, ortak bilincimizi oluşturan bir dönem ve şahsiyet konu edildi. Olağanüstü titiz çalışmaların ardından bu özel sergi ortaya çıkarıldı.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Uzun Hasan Sergisi, ortak coğrafyamız ve ortak geçmişimizi yeniden canlandırmak açısından büyük anlam taşıyor”

Başkan Prof. Dr. Ateş, “Dünyanın farklı coğrafyalarında Türk kültürünü tanıtmanın yanı sıra bulunduğumuz ülkelerin kültürel değerlerini dünyayla buluşturmak da bizim en önemli görevlerimiz arasında yer alıyor. Uzun Hasan Sergisi, ortak coğrafyamız ve ortak geçmişimizi yeniden canlandırmak açısından büyük anlam taşıyor. Sergimiz, Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan Şuşa Beyannamesi’ne ve onun ruhuna uygun bir faaliyettir. Ümit ediyoruz ki Yunus Emre Enstitüsü olarak benzer çalışmaları Türkiye’de de yaparız. Sergi aracılığıyla Türkiye’deki eserlerin Azerbaycan’a getirildiği gibi Azerbaycan’daki Türk tarihi açısından önemli eserlerin de Türkiye’ye taşınarak Türkiye’deki sanatseverlerle buluşmasına imkân sağlanır.” diye konuştu.

Dünya Çapında Bulunan Yunus Emre Enstitüleri, Azerbaycan’ın Kültür Kentlerini Tanıtacak

Prof. Dr. Ateş, “Türk boyları, farklı coğrafyalarda farklı kültürel özellikler gösterebilir ve göstermeleri de gerekir. Zaten kültürün doğası bu. Devletler Topluluğu demek herkesin birbirine benzemesi değil, ortak amaçlar doğrultusunda ve ortak değerler çerçevesinde çalışmasıdır. Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de Azerbaycan Cumhuriyeti bunun sanat yoluyla yansıtılması için bu cesareti gösterdi. Dünya çapında bulunan Yunus Emre Enstitüleri, bundan sonra da özellikle Şuşa başta olmak üzere Azerbaycan’ın kültür kentlerinin dünyada tanıtılması konusunda aracılık edecektir. Şu anda ortak diasporanın olduğu özellikle Amerika, Fransa ve Hollanda temsilciliklerimiz tarafından Azerbaycan büyükelçilikleri ile ortak projeler konusunda çalışmalar yürütülüyor. Azerbaycan Kültür Bakanı ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanımız tarafından Bursa’da bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma kapsamında Azerbaycan’daki sanatçıların, kültür insanlarının Türkiye’deki sanatçı, kültür insanı ve medya mensuplarıyla bir araya gelerek ortak eserler üretmesi konusunda projeler hazırladık.” dedi.

Prof. Dr. Ateş, Enstitünün 100. yıla özel olarak belirlediği faaliyetlere ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“100. yıl bizim için çok kıymetli. Yunus Emre Enstitüsü olarak 100. yıl için iki slogan belirledik. Cumhuriyet’in 10. yılında yurdun her tarafı demir ağlarla örüldü mottosu vardı. Biz, 100. yılda ‘Cumhuriyetle Büyüyen Türkiye’ dedik ve ‘Cumhuriyetle Büyüyen Türkiye’ adlı sergi düzenleyerek hem serginin içeriklerini zenginleştirdik hem de tüm temsilciliklerimize gönderdik. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında dünyanın dört bir yerinde bu sergi yer aldı. İkinci sloganımızı ise 100. yıla özgü şekilde ‘100. yılda tüm dünyayı kültür ağları ile ördük’ olarak belirledik. Yunus Emre Enstitüsünün şu anda dünya çapında 85 temsilciliği bulunuyor. Sene sonuna kadar beş temsilciliğimizin açılmasına yönelik çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bir milletin dünyaya açılabilmesi için önemli bir iddiası olması lazım. Türk milleti, Cumhuriyet’i çok büyük zorluklarla kurdu. 100. yıla gelindiğinde dünyaya yeniden anlatacağımız bir hikâyenin olduğunu, bize özgü bir merhamet anlayışı ve bize özgü bir birlik anlayışı olduğunu kültür-sanat vasıtasıyla dünyanın farklı coğrafyalarına taşıyoruz. Yunus’un üç kelimesi, Enstitü olarak bizim temel felsefemizi karşılıyor. ‘Gelin, tanış olalım’. Üç kelimeyle bütün kültürel diplomasiyi ifade edebiliyoruz.”